İlk bilgisayarla tanışmamı daha dün gibi hatırlıyorum. O siyah ekranlı günlerden bugünlere teknoloji gerçekten o kadar hızlı ilerlemiş ki bilgisayarla büyüyen ben bile buna inanamıyorum.
O zamanlar henüz 13 yaşındaydım ve şu an neredeyse hayatımın tamamını kapsayan bilgisayarla çocukluk arkadaşım sayesinde tanışmıştım.
O zamanları hatırlıyorum da, her okuldan sonra yemek dahi yemeden hemen çocukluk arkadaşımla bilgisayarın başına geçip saatlerce oyun oynardık. Derken Atari girdi hayatıma. Gözlerimiz kıpkırmızı olana, ellerimiz artık joystickten yapışana kadar televizyon ekranının karşısına çakılı kalırdık. Sadece 2 ay oynayabildik ve artık sıkıldığımızı hissetmiştik. Oyun oynamaktan sıkıldığımız gün programlama dünyasına adım attığımız günde oldu. İlk başlarda eğlenceli olması için site işine hazır sitelerle start vermiştik. O zamanlar Mynet’in ücretsiz olarak sunduğu .sitemynet.com uzantılı alan adları ve hazır site servisi vardı. İlk deneyimimizi bu hazır sitelerle yaşadık. Üretmenin verdiği hazzı bir defa tattınız mı artık o sizin peşinizi bırakmıyor. Devamı ise basit html siteler hazırlayarak geldi. Çok keyif alıyorduk bu çalışmaları yaparken. Yaptığımız siteleri ise tahmin edersiniz. Sağ üst köşede analog bir saat, hemen altında bir takvim, altında dost siteler ve şimdi baktığımda saçma denilebilecek salt kalıplarla(***Siteme Hoş Geldiniz****. Aradığınız her şey burada. Hiç çıkmak istemeyeceksiniz. vs vs) oluşturulmuş bir site. O zamanlar Brinkster, domaindlx ve cjb.net gibi ücretsiz hizmet sunan servis sağlayıcıları bizim gözümüzde birer ilahtı. Bununla birlikte beklentilerimizde artıyordu. Arge ruhumuzda geliyor sanırım.
Keşfetmek istiyordum fakat neyi nasıl yapacağım konusunda hiçbir fikrim yoktu.
Yıl 2002. Bir gün gittiğimiz internet cafede çalışan bir büyüğümüz yardımımıza hemen yetişti. “Nereye gideceğini bilmiyorsan gittiğin yolun bir önemi yoktur” modunda kaynakları araştırıyor iken üstadımız Sedat Öztunalı nereye gideceğini bilmeyen bizi bu teknolojilerle tanıştırdı. Gitmemiz gereken yolu bize gösterdi ve hayatıma yön verecek olan ASP programlama dili ile tanışmamıza vesile oldu. İlk eğitim kaynağımız Türkiye’nin bu alandaki ilahlarından diyebileceğim Hakkı Öcal’ın hazırladığı elektronik kitap oldu.(Aynı zamanda yazılım eğitimi amaçlı okuduğum son kitapta oldu). Kitapçık bittikten sonra bu yola başladığım ve “Evet budur” dediğim ilk program komutu ise ,
<% Response.Write “Hello World” %>
oldu ve o günden bu güne çok yol kat ettik.
Bugün bana ilk ateşi veren o sihirli kelimenin ardından çok yol kat ettiğimi, bu yolculuğun ise hiç bitmeyeceğide açıkça görülüyor. Steve Jobs’un dediği gibi: Asıl ödül, yolculuğun kendisidir.